Harley Quinn, 1992 yılında hayatımıza giren yakın dönem çizgi roman karakterlerinden biridir. Bugün oldukça popüler olan pek çok kurgusal kahraman, 1960’larda ortaya çıkan çizgi roman patlamasında yaratılmıştı. Harley Quinn isimli sıra dışı karakterin çizgi romanlarda kendine yer bulması, Batman ve Joker gibi başarısından emin olunan kahramanların olgunlaştığı sıralara tekabül eder.
DC çizgi roman evreninde Harley Quinn, başta tek sayılık bir karakter olarak 1992 yılında Paul Dini ve Bruce Timm tarafından yaratıldı. Batman: The Animated Series’in 22. bölümüne konuk olan Harley, bir süredir kendini yineleyen kahraman profiline yeni bir soluk getirdiği için kısa sürede kalıcı bir kimlik kazandı. Depresif ve şakacı kişiliği ile çizgi romanlardaki Harley Quinn tezahürü o kadar sevildi ki, “Yılın En İyi Tek Sayılık Çizgi Romanı” ödülüne layık görüldü.
Harleen Quinzel’den Harley Quinn’e
Harley Quinn, her zaman psikopat bir savaşçı değildi. Daha öncesinde son derece tahmin edilebilir bir hayat süren karakterin asıl adı Harleen Quinzel’dir. Ailesi nedeniyle yaşadığı trajik çocukluk döneminden sonra psikoloji alanına yönelen Harleen, bu alanda ilerleyerek başarılı bir psikiyatrist olmaya karar verir. Aynı anda Gotham Üniversitesi’ndeki eğitimine devam ederken Arkham Asylum’da stajyer psikiyatristlik yapan Harleen Quinzel’ın hayatı, tedavisinden sorumlu olduğu Joker’le tanışınca tamamen değişir.
Harley Quinn, çizgi romanlarda ve beyaz perdede Joker’e duyduğu saplantısal aşkla geniş yer tutar. Bu toksik aşkın temelleri de, Joker’le yaptığı seanslar sırasında atılmış olur. Harley Quinn kısa sürede Joker’e aşık olur, onu kimsenin anlamadığını ve hak etmediği muamelelerle karşılaştığını düşünür. Bunun sonuncunda kariyerini ve kimliğini geride bırakarak Joker’in kaçmasına yardım eder. Artık, Harley Quinn adıyla Joker’e yardım eden bir suçluya dönüşmüştür.
Joker ve Harley Quinn
Joker ve Harley Quinn arasında destansı ve romantik bir ilişki olduğunu söylemek hayli zor. Bu zoraki ilişki daha çok Harley Quinn’in obsesif bir şekilde duyduğu bağlılıkla devam ediyordu. Hatta bu ilgiden rahatsızlık duyan Joker’in çizgi romanlarda birçok kez Harley’i öldürmeye çalıştığı işlendi. Ancak koşullar ne kadar değişirse değişsin uzun süreli psikolojik problemlerle boğuşan Harley Quinn’in Joker’e duyduğu büyük aşk hiç değişmedi.
Harley Quinn’i istekleri doğrultusunda manipüle eden ve kullanan Joker’in öldürmek üzere Harley’i roketle fırlatması, kahramanımızın Poison Ivy ile tanışmasına neden oldu. Poison Ivy, Harley Quinn’in hayatında Joker’den sonra geniş yer tutan isimlerden biri. Poison, yaralı olan Harley’i tedavi etmekle kalmadı, daha sonraki süreçte derdine ortak olarak en yakın arkadaşı oldu. Bu arkadaşlık, aynı zamanda Harley Quinn’e insanüstü çeviklik ve toksin bağışıklığı kazandırdı. Bu aşamadan sonra Harley Quinn’in hayatında, yaptıklarından dolayı Joker’den intikam alma devri başladı.
Harley Quinn, ortak çıkarları nedeniyle çizgi romanlarda Batman’le de ortaklık yapan bir karakter. Harley Quinn’in bu kadar derinlemesine işlenen ve sevilen bir karakter olmasının en önemli nedeni de bu. Hiçbir zaman tam kötü veya tam iyi olmayan Harley’in, Harleen Quinzel personasını geride bıraktıktan sonra Joker’le bir olup azılı bir suçlu haline geldiği, Batman veya Catwoman’la birlikte çalışıp kötülüğü durdurmaya çalıştığı da görüldü. Yani saf ve şakacı kahramanımız Joker’in etkisinde kalmadığı süreçlerde doğru ve yanlış muhakemesi yapabilecek bir vicdana sahip.
Beyaz Perdede Harley Quinn
Harley Quinn, günümüzde Sucide Squad filmindeki Margot Robbie performasıyla oldukça popüler hale geldi. Ancak beyaz perdede büyük bir çıkış yakalayan karakterin ilk canlandırılışı Margot Robbie ile olmadı.
Harley Quinn adını, daha önce Arrow ve Birds of Pray dizilerinde sıklıkla gördük. Bunun dışında karakterin, bir dönem fenomen haline gelen ünlü animasyon dizileri de mevcut. Batman New Time ve Batman Animated Series gibi animasyon dizilerinde çok daha detaylı işlenen Harley Quinn hikayesi, son zamanlarda tekrar popüler hale gelerek beyaz perdeye taşındı.