HBO’nun Yeni Gözdesi: Chernobyl Dizi İncelemesi

IMDB en iyi televizyon dizileri listesine birinci sıradan giriş yapan, HBO’nun yeni dizisi Chernobyl, yakın dönem felaketini konu alan etkileyici bir drama örneği sunuyor. Beş bölümlük mini dizi olarak planlanan dizide, 1986 yılında gerçekleşen nükleer santral patlamasının iç yüzü birden fazla perspektifle izleyiciye aktarılıyor.

Chernobyl’in Perde Arkası

Chernobyl dizisi inceleme
HBO dizileri her zaman büyük beğeniyle takip edilen diziler olmuşlardır. Chernobyl, felaket temasını işleyen dizi ve filmler arasında belgesele en yakın işlerden biri. 30 yıl önce SSCB’de vuku bulan felaket, özenle yaratılan atmosferin de etkisiyle izleyiciyi kısa sürede içine alıyor. Bu sayede adım adım işlenen hikayeyi büyük bit dikkatle takip edip, tarafınıza sunulan duyguları kısa sürede benimseyebiliyorsunuz. Her yönden titiz bir çalışmanın ürünü olan Chernobyl, uzun süre zirveyi koruyan Breaking Bad ve HBO’nun Chernobyl’den önceki alametifarikası Game of Thrones’u geride bırakarak en yüksek puanlı dizi unvanını aldı.

Chernobyl’in hikayesine değinmeden önce kamera arkasındaki isimlerden bahsetmek gerekiyor. Dizinin yaratıcısı ve senaristi sıfatına sahip Craig Mazin, Chernobyl’den önce fenomen komedi serisi Hangover’ın ikinci ve üçüncü filmlerini yazdı. Mazin’in Hangover Part II’de kurguladığı karanlık dünyanın, Chernobyl’in ayak sesleri niteliğinde olduğu söylenebilir. Başarılı senariste müzisyen ve reklam yönetmeni olarak önemli işlere imza atan Johan Renck eşlik ediyor. Yönetmen koltuğundaki Renck, beş bölümlük macerada oldukça vizyoner bir iş çıkararak Chernobyl başarısında büyük bir paya sahip oldu.

Chernobyl’in Konusu

Chernobyl dizisi konusu
Chernobyl, bir nükleer patlamadan etkilenen insanların meydana getirdiği kaosa odaklanmak yerine daha ilgi çekici bir tercih yapıyor. Dizide, insan dramasından çok siyasi bir dramaya tanık olmak, olaya halihazırda bildiklerimizin ötesinde bir pencere açıyor. Uzun bir süre bu felaketi yok sayan, nihayetinde ikna olduktan sonra da ört bas etmeye çalışan yöneticilerin bu kibirli tavrının kaç hayata mal olduğu dizide çarpıcı bir şekilde anlatılıyor. Bu nedenle Chernobyl, politik oyunların ve yanlış kararların nükleer sızıntıdan daha çok zarar verdiğini acı bir şekilde gözler önüne seriyor.

Anatoly Dyatlov rolünde izlediğimiz Paul Ritter, nükleer santralin sorumlu mühendisi olarak hatayı uzun bir süre görmezden geliyor. Patlamanın akabindeki kritik süreç, üst düzey sorumluların arkasına sığındıkları isimlere zeval gelmemesi  için yalan söylemeleriyle heba ediliyor. Bu nedenle bölgeyi tahliye ederek önlenebilecek can kayıpları acı bir şekilde gerçekleşmiş oluyor.

Üzerinde durduğu olgular nedeniyle Chernobyl, aksiyonun ön planda olduğu bir dizi değil. Ağır ve etkili bir şekilde ilerleyen dizinin en büyük artısı ise bir çok gördüğümüz patlama sekanslarının aksine yanlış kararların büyük kitleler üzerindeki tesirini detaylıca anlatıyor olması. Bu atmosferin ekrana yansıtılması noktasında da devreye, güçlü oyunculuklar giriyor. Sherlock ve Fringe gibi başarılı dizilerde izlediğimiz Jared Harris’in yer aldığı kadroda Stellan Skarsgard, Jessie Buckley, Adam Nagaitis, Sam Troughton, Paul Ritter ve Emily Watson da yer alıyor.

Yazar: Elif İşleyen

1999, İstanbul doğumlu. Halihazırda Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde mimarlık okuyor ama okuduğundan daha uzun süredir yazıyor. Bir süredir sinema sektörüyle hemhâl.

Buna Da Göz At

En İyi Kore Dizileri

En İyi Kore Dizileri: Birbirinden Güzel 28 Dizi

K-pop dalgası dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de etkisi altına almış durumda. Durum böyle olunca da …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir