Yarına Tek Bilet Filmi İnceleme

Türkiye’nin ilk Netflix filmi Yarına Tek Bilet, 19 Haziran sabahı ekranlara geldi. Filmin senaryo ve yapım dahil olmak üzere pek çok kısmında yönetmen Ozan Açıktan’ın imzası bulunuyor. Her ilk gibi büyük önem arz eden filmin beklentileri karşılayıp karşılamadığına geçmeden önce biraz yapım sürecine değinelim.

Yarına Tek Bilet Yolculuğu

Netflix’in Türk yapımı işlerinde izlenen aşamalar hemen hemen aynıydı. Hatta ikinci Netflix dizimiz olan Atiye’nin yönetmenleri arasında, bugün Yarına Tek Bilet ile karşımıza çıkan Ozan Açıktan da bulunuyor. Yani Ozan Açıktan bu prosedürlere oldukça aşina. Muhafız, Atiye ve Aşk 101 gibi diziler, genellikle Netflix’in siparişi ile hazırlanıp gerekli mercilere iletilen ısmarlama işlerdi. Bu nedenle çok daha büyük bir çapta hazırlanarak profesyonel setlerle yürütülüyordu.

Yarına Tek Bilet’in serüveni ise bunlardan biraz farklı. Ozan Açıktan filmi 4-5 yıl önce planlamaya başladığını, senaryoyu ve castı oluşturduktan sonra çekmek için kendi kendine mücadele verdiğini anlatıyor. Ozan Açıktan’ın kişisel bir projesi olan film, Netflix’in son anda dahil olması ile Dünya sahnesine çıkmaya hak kazanıyor. Sonuç olarak Yarına Tek Bilet en başından beri Netflix tarafından tasarlanan ve ilgili isimlere verilen bir proje değil. Yönetmeninin ve senaristinin çok uzun zamandır üzerinde çalıştığı ve küçük tutmak için yoğun çaba harcadığı, son derece kişisel bir hikaye.

Türkiye’de böyle diyaloga dayalı ve minimal prodüksiyonlu filmler çok fazla bulunmuyor. En son, 2017 yılında vizyona giren “İşe Yarar Bir Şey” filminde bunun örneğini görmüştük. Ancak bahsi geçen film, Türkiye’deki her bağımsız filmin kaderini yaşayarak festivaller dışında adını çok fazla duyuramadı. Tam da bu yüzden indie diyebileceğimiz Yarına Tek Bilet filminin Netflix’te kendine yer bulabilmesi oldukça önemli. Üstüne, bunun Türkiye’nin ilk Netflix filmi olma gibi özel bir yere sahip olması da Netflix adına cesurca bir hamle.

Filmin Konusu

Fragmandan da anlaşılacağı üzere film, bir trende aynı kompartımana düşen iki gencin kesişen hayatlarını konu alıyor. Neredeyse tek mekânda geçen filmin aktörleri ise Metin Akdülger ve Dilan Çiçek Deniz. Trende karşılaşan iki karakter, birbirlerinden habersiz aynı düğünü engellemek üzere İzmir’e doğru yola çıkıyor.

Her diyalog ağırlıklı filmde olduğu gibi bu filmde de oyunculara çok iş düşüyor. Hikayenin akıcılığını sağlamakla yükümlü olan genç oyuncuların bunu kısmen başarmış olduklarını söyleyebilirim. Filmle ilgili tek sıkıntı, oyunculardan bağımsız olarak bazı diyalogların ve olayların gerçekçi olmaması. Bunu, ikiliye aynı kompartımanda bilet verildiği için söylemiyorum. Gerçekçi olmayan kısım iletişimlerindeki bazı noktaların fazla hızlı ve paldır küldür ilerlemesi. İkili, ani bir şekilde yolculuklarına ve geçmişlerine dair yoğun bir iç dökme seansına başlıyor ve bir noktadan sonra film Ali ve Leyla’nın filmi olmaktan çıkarak eski sevgilileri Burcu ve Berke’nin filmi oluyor.

Sonuç

Yarına Tek Bilet, 1.5 saatlik temiz bir indie film. Rollerini çok iyi kotaran iki oyuncu ve başarılı bir yönetmen sayesinde akıp gidiyor. Sayısı fazla olsa da akışın içinde iyi yerleştirilmiş olan müzikler sayesinde seyir çok daha keyifli bir hale geliyor. Yani konuşmalardaki zorlamalara takılmadığınız müddetçe keyifle izleyip, “bu da böyle bir filmdi” diyerek geride bırakabileceğiniz samimi bir iş olmuş. Ozan Açıktan ise bu proje nezdinde özel olarak takdir edilmesi gereken isim. Yönetmen dar alanda oldukça iyi iş çıkarmış. Tamamı tek bir vagonun içinde geçen filmi izlenebilir kılmak oldukça zordur. Ozan Açıktan sürekli yenilenen kadrajları ve koreografileri ile çok makul bir sinematografi oluşturmuş. Bu sayede “Feeling good” türünde olduğunu unutmadan izlediğinizde tatmin eden bir film ortaya çıkmış.