Kalorisi Düşük 10 Sebze

Sağlıklı yaşamın vazgeçilmezi, bağırsak dostu sebzeler, lezzetiyle yemeklerimizi çeşitlendirmekle kalmaz şifalarıyla da vücudumuza iyi gelir. Düşük kalorileri ve yüksek lif oranlarıyla sağlığımızı her daim korumayı amaçlar. Sayısız faydalarını göz ardı etmeden, birbirinden değerli, bazılarına pek hakim olmadığımız kalorisi düşük 10 sebzeyi sizler için sıraladık.

Brüksel Lahanası (43 kcal/ 100 gram)

Listemizin en yüksek kalorili sebzesiyle başlayalım. Bir kış sebzesi olan Brüksel Lahanası, turpgillerden olup küçük yumru şeklinde ve kat kat yapraklara sahiptir. Sanılanın aksine ilk olarak Belçika’da yetişen bir bitki olmamakla beraber anayurdu belli değildir. Ancak Avrupa ve ABD’de yaygın bir biçimde tüketilir. Brüksel lahanasıyla çeşitli çorbalar yapılabildiği gibi haşlanarak et yemeklerinin yanında garnitür olarak da tüketilir. A ve C vitaminini bolca içeren sebze, demir ve potasyum bakımından da zengindir. Zengin demir içeriği sayesinde kansızlığa iyi gelir. Yüksek kan basıncını düşürür ve kolesterol içermez. Hamilelik esnasında tüketim, bebeğin zeka gelişimine olumlu katkıda bulunur. Ancak fazla tüketildiğinde gaz yapıcı etkisi olduğundan mide sorunları olanlar dikkatli tüketmelidir.

Brokoli (34 kcal/100 gram)

Kansere karşı koruyuculuğu en yüksek gıdalardan biri olan Brokoli, kendine özgü tadı ve kokusuyla tek yıllık harika bir bitkidir. Brokoli terimi, İtalyanca’da “lahana filizi” anlamına gelir. Bol miktarda folik asit içerdiğinden hamilelerin haftada 2- 3 gün tüketmesi tavsiye edilir. Yağ yakıcı ve ödem atıcı özelliği ile kilo vermeye yardımcı, diyet programlarının vazgeçilmezidir. Bol miktarda barındırdığı lif sayesinde bağırsaklara da iyi gelir. Aynı zamanda kemik sağlığı için gerekli Ca ve K vitamini açısından da zengin bir sebzedir. Günlük C vitamini ihtiyacının tamamını karşılayacak kadar bolca antioksidan C vitamini bulunduran Brokoli, “anti-aging” için ideal bir sebzedir. Öyle ki düzenli olarak brokoli tüketmek, kırışıklıkları azaltır. Brokoli haşlandığında vitaminler suya geçtiğinden suyu mutlaka tüketilmelidir ya da buharla pişirme yöntemi kullanılmalıdır. Tiroid hastalıklarının bazı türleri için yasaklanan brokoli, bazı türleri için de tüketimi sınırlandığından dikkatli tüketmek gerekir.

Bamya (33 kcal/100 gram)

Ebegümeciler familyasından, yaprakları asma yaprağına benzeyen, pek de sevilmeyen bamya, sayısız faydalarını düşününce aslında tahammül edilebilir bir sebze haline dönüşüyor. Sindirim sistemindeki asidi etkisizleştirerek ülseri önleyen bamya, stres ve depresyonu azaltıp sinir sistemini de koruyor. İçeriğindeki yüksek lif oranı sayesinde tokluk hissi sağlayarak kilo vermeye yardımcıdır. C vitamini sayesinde bağışıklık sistemini korur aynı zamanda iyi bir prebiyotik etki göstererek probiyotik bakterilerin yayılımını sağlar. A vitaminince zengin oluşu, katarakt gelişimini engelleyerek göz sağlığına iyi gelir. Etle birlikte tüketildiğinde lezzetli hale gelen bamya, kimisinin çok severek tükettiği harika bir sebze yemeğine dönüşmüş olur.

Hardal Otu (27 kcal/ 100 gram)

Şifa kaynağı diğer bir sebzemiz hardal otu, Akdeniz Bölgesinde kendiliğinden yetişen otsu bir bitkidir. Tohumlarında eterik yağ olan hardal otunun beyaz, siyah ve yabani olmak üzere bilinen üç çeşidi vardır. Hardal otunun en bilinen özelliği iştah açıcı olmasıyla beraber hazımsızlık ve mide sorunlarına iyi gelmesidir. Siyah hardal otu, çeşitli romatizma ağrılarının azalmasına sebep olur. Bu etkisinden faydalanabilmek için banyo suyuna siyah hardal otu eklenebilir ya da hardal yağı, losyon olarak ilgili bölgeye sürülür. Hardalın genç ve taze yaprakları haşlanarak veya çeşitli otlarla karıştırılarak salatası yapılabilir. Hardal otu tohumları, öğütülerek yemeklere tat ve aroma katması amacıyla baharat olarak kullanılabildiği gibi tohumun yağı çıkarılıp tedavi amacıyla da kullanılabilir. Ayrıca Trakya Bölgesi’nde üzüm posasıyla karıştırılarak Hardaliye adı verilen alkolsüz, fermente bir içecek olarak da tüketilebilir.

Kabak (26 kcal/100 gram)

Anayurdu Kuzey Amerika olan kabak, kabakgillerin örnek bir sebzesidir. Yüksek miktarda lif içeriği, bağırsakları tembel olanlar için şifa kaynağıdır. Genellikle ödem attırıcı etkisiyle bilinen kabak, çoğu detoks suyunda bulunarak fit ve zinde kalmayı sağlar. Bağırsak parazitlerini dışarı atmak için de kullanılan kabak, kabızlık, hemoroit, bağırsak kanseri gibi diğer bağırsak sorunlarının gelişmesini de engeller. Kabağı çiğ olarak rendeleyip salatalara ekleyebildiğiniz gibi yine rendeleyip kavurarak pişmiş bir şekilde mezesini de yapabilirsiniz. İsterseniz dereotuyla yemeğini pişirir, isterseniz kurutarak dolmasını yaparsınız. Tüm çeşitleriyle kabak, sofralarımızı zenginleştirir ve vücudumuza iyi gelir.

Karnabahar (25 kcal/100 gram)

Brokoli ve Brüksel lahanasıyla aynı aileden olan karnabahar, müthiş bir kış sebzesidir. Daha çok Akdeniz ülkelerinde yapıldığı için anavatanı Akdeniz ülkeleri kabul edilmiştir. Bir ana kök ve çok sayıda saçak köke sahip olduğu için toprağa çok iyi tutunan karnabahar, bütün turpgiller gibi kanseri önler. C vitamini ve mangan gibi zengin antioksidan içeriğiyle kalp hastalıklarına karşı koruyucudur. Vücudu toksik maddelerden arındırdığı için iyi bir detoks suyu olarak kullanılabilir. Pişirme sırasında açığa çıkan kötü kokulu kükürtlü bileşikler rahatsız edici olabilir bu yüzden pişirme süresini kısa tutmak gerekir. Kabağı, fırında kaşar peyniriyle pişirerek, çeşitli çorbalarını yaparak, köfte haline getirip kızartarak ya da graten tekniğiyle pişirerek çeşit çeşit tüketebilirsiniz.

Kuşkonmaz (20 kcal/100gram)

Ülkemizde pek fazla tanınmayan, kuşkonmaz, her iklimde yetişen, dayanıklı, çok yıllık bir bitkidir. Kuşkonmaz, güçlü bir idrar söktürücüdür, vücuttaki fazla suyun dışarı atılmasını sağlar. Kanı temizleyici özelliği ve kemoterapinin başarı oranını arttırması, kuşkonmazı değerli kılan özelliklerindendir. Kan şekeri düzeyini kontrol altına alan kuşkonmaz, diyabetliler için de harika bir sebzedir. Süt üretimini arttırdığından emziren annelere tavsiye edilir. Zengin protein, vitamin ve mineral içeriği olan kuşkonmazın, zeytinyağlı, sirkeli, sarımsaklı, limonlu-karabiberli konservesi yapılarak da tüketilebilir. Çorbası şifa olurken eşsiz salata çeşitleriyle yemeklere enfes bir lezzet katacaktır.

Pazı (19 kcal/100 gram)

Pazı, Ispanakgiller familyasından, büyük ve koyu yeşil yapraklı, müthiş faydaları olan, ıspanak görünümü ve tadına benzeyen bir sebzedir. Genelde yaprakları kavrularak tüketilen pazının suyu da damar sertliğine iyi gelir ve oldukça faydalıdır. Önemli miktarda Ca, Mg ve K vitamini içeriğiyle kemikleri güçlendirir. Kan şekerini düzenleyen siringik asit ve lifler içerir dolayısıyla diyabetliler için de şifa kaynağıdır. Yüksek lif içeriğiyle hemoroide iyi gelir. Birçok yeşil yapraklı sebzeler gibi bolca antioksidan içeren pazı, kansere karşı koruyucu olduğu gibi tedavi edici bir sebzedir. Aynı zamanda alfa lipoik asit gibi cildi genç tutan, en güçlü doğal antioksidanlardan birini içerir. Pazıyı salatalarımıza katarak ya da sarmasını yaparak birbirinden lezzetli yemekler haline getirebiliriz.

Kereviz (16 kcal/100 gram)

Maydanoz ve rezeneyle aynı familyadan olan kereviz, iki yıllık hoş kokulu bir bitkidir. Anavatanı Doğu Akdeniz olup ülkemizin hemen her yerinde yetişir. Haşlanmış sebze olarak, çorbası yapılarak ya da salata şeklinde tüketilen kereviz, güçlü antioksidan etkisiyle kansere karşı korur. Her yeri tüketilebilen kerevizin genelde kökleriyle yemek, yapraklarıyla salata yapılır. Tohumlarından baharat olarak “kereviz tuzu” elde edilir ve tuza alternatif bir üründür. Kerevizin sahip olduğu uçucu yağlar sinir sistemini etkileyerek sakinleştirici özellik gösterir. Kerevizin kendisi olduğu kadar suyu da oldukça faydalıdır. Sindirim sistemini düzene sokan kereviz suyu, bağırsak ve karaciğer dostudur. Düzenli olarak tüketildiğinde karaciğeri temizler, bağırsakların çok daha düzenli çalışmasını sağlar. Ancak fazla tüketildiğinde dikkat etmek gerekir, lif bakımından zengin olduğu için ishale, gaz ve karın ağrısına yol açabilir.

Acur (14 kcal/100 gram)

Geldik, listemizin en düşük kalorili sebzesine. Kavuna benzer tadından dolayı “yılan kavunu” olarak adlandırılan acurun salatalığa benzer görünümü sizi yanıltmasın, acur gerçekte bir kavun türüdür. Anavatanı hakkında kesin bir bilgi olmamakla beraber en yaygın Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yetiştirilir. Bu bölgede kitti, hita, gita ve selengo olarak adlandırılmaktadır. Yaz sebzesi olarak bilinen acur, kavun ve karpuzun yetiştirildiği iklim koşullarında üretilir. Sofralık, turşuluk ve bazı bölgelerimizde kabak, patlıcan ve biber gibi dolmalık olarak değerlendirilse de yaygın olarak turşu şeklinde tüketilir. Yüksek oranda su barındırır ve hazmı oldukça kolaydır. Tüylü acurun içi oyulup kurutularak dolması yapılır. Taze hali, salatalık gibi doğrudan tüketilebilir. İdrar söktürücüdür ve böbrek taşını düşürmede etkilidir. Vücuda serinlik vererek genel anlamda rahatlatır.

Ve düşük kalorili sebzelerimizin sonuna geldik. Düşük kalorili diyoruz ancak kalorisiz desek de olur çünkü bu sebzeleri yalın haliyle tükettiğimizde metabolize ederken yani yakarken bile verdiği enerjiden daha çok enerji harcıyoruz. Yine de kontrollü tüketmek de fayda var çünkü yağ, salça, et, kaşar gibi besinlerle zenginleştirilip yemeği yapıldığında gayet kalorili birer yemek haline geliyor. Ancak bizim için daha da önemlisi sayısız faydaları… Sizler de bu birbirinden faydalı ve değerli sebzeleri, mutfağınızdan eksik etmeyip harika faydalarından mutlaka yararlanın.